Bugun...



Canlı: "Kaybolan Birliği Yeniden Bulmak İçin Uyanış Vakti!"

İyi Parti Gümüşhane Merkez İlçe Başkanı Bayram Canlı, Ortadoğu'daki acıların ve İslam dünyasının içinde bulunduğu durumun derin bir özeleştiri gerektirdiğini belirterek, birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.

facebook-paylas
Tarih: 13-06-2025 23:08

Canlı:

İyi Parti Gümüşhane Merkez İlçe Başkanı Bayram Canlı, Ortadoğu'daki acıların ve İslam dünyasının içinde bulunduğu durumun derin bir özeleştiri gerektirdiğini belirterek, birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.
Kıymetli hemşehrilerim, aziz büyük Türk milleti,
Bugün yüreklerimiz kan ağlıyor. Coğrafyamız gözyaşlarımızla sulanıyor. Bombaların altında inleyen şehirlerin, evlerinden, yurtlarından koparılan milyonların, bitmek bilmeyen acıların sesini duyuyor musunuz? İsrail’in bölgemizdeki pervasız saldırıları her birimizi derinden sarsıyor, vicdanlarımızı kanatıyor. Bu derin acı içinde kendimize defalarca sorduğumuz o yakıcı soruyu şimdi hep birlikte haykıralım: "Bir şeyleri eksik mi yapıyoruz?"
İsrail'in saldırılarını kınıyorum; nedir bu ya, önüne geldiği her yeri bombalıyor! Biz ise sadece seyrediyoruz, dua ediyoruz. Camilere yükselen dualarımız, göğe ulaşan yakarışlarımız, bir çığlık gibi yankılanıyor semalarda. Ama ne yazık ki, acı gerçekle yüzleşmek zorundayız: Dualarımız neden kabul olmuyor? Yoksa mesele Allah’ın dualarımızı kabul etmemesi değil, bizim duaya layık bir duruş sergileyemememiz mi? Bu soru içimizi yakmalı, yüreklerimizi titretmeli.
İlimden Uzaklaşma ve Siyasi Çekişmelerin Bedeli
Bugün İslam coğrafyasının içine düştüğü bu hazin tablo, bize acı bir ders veriyor: İlimden, birlikten, hukuktan ve adaletten uzaklaşan her toplum, enkaz olmaya, mahvolmaya mahkûmdur. Gündelik koltuk savaşları, bireysel çıkarların milletin önüne geçirilmesi, o kısır “sen-ben” kavgaları… Bunlar, tarihin tekerrür etmesine neden olan en büyük zaaflarımız değil mi? Mehmet Akif Ersoy’un o derin uyarısı, “Tarihten ders alsaydı ibret, tekerrür eder miydi?” bugün her zamankinden daha da anlamlı. Asırlar geçiyor, acılarımız dinmiyor. Çünkü biz, hâlâ kıskançlıkların, cehaletin ve basiretsizliğin esiri olmaya devam ediyoruz. Siyasilerimizin gündemi kendi koltukları ve kısır çekişmelerken, masum insanlar evlerinden, yurtlarından ediliyor, canlarından oluyor.
Peki, suçlu kim? Yahudiler mi, İsrail mi, Amerika mı? Yoksa kendimizin “deme lazımcılığını” savunup, işin gereğini yapmaktan aciz kalışımız mı? Bu çaresizlik, aslında bizi kendimize döndürmeli, bir ayna tutmalı. Çünkü düşman, bizim zaaflarımızı kullanmaktan asla çekinmiyor. Onların gücü, bizim dağınıklığımızdan geliyor!
Atatürk’ün Mirası ve İhtiyaç Duyulan Liderlik Vizyonu
Tam da bu noktada, büyük Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasına, askeri kişiliğine ve o engin devlet adamı vizyonuna olan ihtiyacımız ayan beyan ortaya çıkıyor. Onu tanıdıkça, okudukça, araştırdıkça, ona duyduğumuz sevgi ve saygı katlanarak artıyor. O, geleceği önceden gören, öngörüsü yüksek, sadece bir asker değil, aynı zamanda büyük bir devlet adamıydı. Onun din üzerinden eleştirilmesi, hatta saldırılması akıl alır gibi değil! Onu kıskananlar, Batı’nın emperyalizmine ve insanların sömürülmesine neden aynı şiddetle saldırmazlar? Oysa Atatürk’ün dini bilgisi, bugün birçok ilahiyat profesöründen, Diyanet reisinden kat kat fazlaydı. Sadece bizim dinimizi değil, diğer dinleri de derinlemesine incelemiş, araştırmış ve okumuş bir liderdi. Afganistan’dan Pakistan’a, Irak’tan İran’a kadar uzanan coğrafyalarda yaşananlara sessiz kalışımız, bu vizyondan ne kadar uzaklaştığımızın en acı göstergesi. Bizler seyrediyoruz, seyretmeye de devam edeceğiz gibi görünüyor… Ama yeter!
Atatürk’ün 1920’deki şu sözleri, bugüne ışık tutmaktadır:
“Aynı emperyalist devletler aynı derecede şiddetle Türk’ün de, Arap’ın da, Irak’ın da, Anadolu’nun da, Suriye’nin de düşmanlarıdır. (...) Şu halde, Anadolu’nun, Irak’ın, Suriye’nin hayatı ve menfaatleri pek sıkı bir tarzda birleşmiş bulunuyor. Demek oluyor ki, Türklerle Iraklılar ve Suriyeliler arasında sıkı bir dostluk ve uyum siyaseti gerekir.” (Hâkimiyet-i Milliye, 26 Temmuz 1920)
Uyanın, Ey Halkım! Birlik Olmanın Vakti Geldi!
Ancak bu pasiflik, bu suskunluk kanımıza dokunmalı, dokunmuyor da değil! Artık “elden bir şey gelmiyor” deme lüksümüz yok. Ey güzel ülkemin güzel insanları, ey Gümüşhane’min yiğit evlatları, beyler, ağalar, kızlarımız, gençlerimiz, mühendislerimiz, öğretmenlerimiz, esnafımız! Lütfen, lütfen ayağa kalkın! Dünya, güçlü milletlerle zayıf milletlerin mücadelesidir. Güçlüler, zayıfları her zaman yener! Başbuğ Türkeş’in bir başka sözü kulaklarımızda çınlamalı: “Kuvvet ve kudretten mahrum olanlara itibar edilmez.” Düşmanın merhameti de, insafı da yok. İş başa düşmeden tedbirimizi almalı, birlik olmalıyız!
Parti kavgalarını, o anlamsız “sen-ben” çekişmelerini bir kenara bırakalım. Mezhep tartışmalarıyla bölünmemiz, düşmanın ekmeğine yağ sürmekten başka ne işe yarar? “İran Şii’ymiş, bizim mezhepten değilmiş…” diye söylenirken, aynı düşman Müslüman bir ülkeyi bombalıyor ve biz bundan hoşnut olabiliyoruz! Bu anlayış, düşmanın en büyük cesareti yoksa bizim çaresizliğimiz mi?
Mezhep, herkesin kendisine göredir; ama düşmanı ıskalamak, en büyük saflıktır!
Kıymetli Gümüşhaneliler, Aziz Milletim!
Artık uyumak yok! Gelin, bu acı tabloya son verelim. Gelin, birlik olalım, tek yürek olalım, tek ses olalım. Geleceğimiz için, çocuklarımızın aydınlık yarınları için, bu coğrafyanın kanayan yarasını sarmak için uyanmalıyız!
Sevgiyle kalın, uyan’ın, uyan’ın, uyan’ın!
Bayram Canlı
İyi Parti Gümüşhane Merkez İlçe Başkanı



Bu haber 119 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
HABER ARA
YUKARI YUKARI